Kendimi bildim bileli okuyorum. Bir sürü okul değiştirdim, bir sürü insanla tanıştım. Sorsanız "okul hayatında en güzel yılların ne zamandı" diye. "lise" derim hiç düşünmeden. Başka eğlenceliydi ve keşke tekrar yaşayabilsem dediğim muhteşem yıllardı.
İlkokul içinse böyle konuşamazdım. Çünkü çoğunlukla ilkokulu hatırlamazdım. Arkadaşlarımın yüzünü dahi unutmuştum. Taaa ki Facebook asıl amacına hizmet edene kadar.
İlkokul arkadaşlarımı Facebook sayesinde bulmuştum. Geçenlerde bir etkinliğe davet edildim. İlkokul arkadaşlarım toplaşıp hocamızı ziyaret edecekti. Fırsat bu fırsat deyip çıktım yola. Davetlilerden 4 kızdık gideceği kesinleşmiş olan. Yıllardır görmediğim insanlarla ne konuşacağım diye düşünerek geçtim tüm kaldırımlardan.
Hayat o kadar enteresan bir yer ki, yıllar önce de olsa gördüğün insanlarla tekrar aynı ortama girince başka güzel oluyor. Hocanın evine vardığımızda (Başakşehir denen en ucra köşede) yoldan bitap düşmüştük. Fakat bir muhabbete giriştik ki.. Başka bir hava vardı. O çocukluğun vermiş olduğu muhteşem sevgi hissi. O zaman anladım ki, ben ilkokul arkadaşlarımı hala o çocukluk duygularıyla seviyorum. Anneden ayrılıp, dış dünyaya alışmamı sağlayan insanlardı onlar. Ne de çok anımız vardı. Çok da güzeldi. Hocamız da inanılmaz sevindi. "Hocam, hiç aklınıza gelir miydi? Bu çocuklar büyüyecekte yarın öbür gün evime gelip benimle muhabbet edecek?" dedim. Gelmezmiş. Gelmez de zaten. Fakat gerçekleşir.
Eski dostlarınızla beraber olun. İnanın çok iyi geliyor. İlginç duygularla yanına gittiğim insanlardan ayrılırken bir burukluk oluştu yüreğimde. İnanılmaz iyi geldi. İnanılmaz huzurluydu.
Zaten ne demiştik? Derler ki bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine, çağlar içinde yankı bulan eski bir çağrı ile zincirlidir ötekine
No comments:
Post a Comment